AS Vefa Başkanından Dikkat Çeken Yazı! Spor Kulübü ve Kandırmaca

Amatör Spor Vefa kulüp başkanı Osman Köse  ''Spor Kulübü ve Kandırmaca'' başlıklı yazısı kulüp sayfasından paylaşıldı. Amatör takımların çektiği sıkıntıları konu alan yazı oldukça ilgi çekti.

Spor Kulübü ve Kandırmaca yazısı şöyle:

Yazmaya başlamadan önce spor kulübü ne demektiri inceleyelim. Spor kulübü: Spor kulübü, sportif etkinliklerde bulunmak amacıyla kurulmuş olan kulüplerdir. Spor kulüpleri, dernek ya da anonim şirket tüzel varlığı şeklinde kurularak faaliyetlerini yürütürler. Kaynak, vikipedi.

Peki spor kulüpleri nasıl kurulur? Bir dilekçe ile eski adı 'dernekler müdürlüğü' yeni adı ile 'sivil toplumla ilişkiler' müdürlüğüne baş vuruyorsun. Sana bir 'tüzük' veriyorlar. Üç tip tüzük vardır, 1-spor kulübü tüzüğü 2-gençlik spor tüzüğü 3-gençlik ve spor kulübü tüzüğü. Bunlardan bir tanesini faaliyet biçimi ile amaca göre seçiyorsun. Tüzükler arası fark ile ilgili detaya girmeyecem.

Gerekli şartları yerine getirdikten sonra kırtasiye masrafları hariç bedavaya resmi bir 'dernek' oluyorsunuz. Dernek olduktan sonra faaliyet alanı ve biçimlerine göre 'kulüp' tescili alabilmek için gerekli başvuruları yapıyorsun. Eğer futbol alanında faaliyet göstemek istiyorsan ilde ki amatör spor kulüpleri federasyonu kanalı ile (ASKF) Türkiye amatör spor kulüpleri konfederasyonuna (TASKK) ve Türkiye futbol federasyonuna (TFF) başvuruyorsun. Başvurun incelendikten sonra (kulüp) hüviyeti kazanıyorsun. Tabi tescil ücretini yatırdıktan sonra. Bedavaya kulüp yok.

Şimdi buraya kadar 'kağıt üstünde' kulüp ünvanını kazanıyorsun. Peki kağıt üstünde kulüp olabilmek yeterli mi? Tabii ki değil. Dernek olarak valilikler veya kaymakamlıklar kanalıyla iç işleri bakanlığına, spor kulübü olarak gençlik ve spor hizmetleri genel müdürlüğü kanalı ile spor bakanlığına bağlanıyorsun. Futbol branşı olarak ASKF ler ve TASKK kanalıyla Türkiye futbol federasyonuna resmi ve hukuki olarak bağlanıyorsun. Okurken yoruldunuz değil mi? ben yazarken yoruldum. Çünkü karmaşık bir durum. Bu da bizim yüce devletimizin sosyal, siyasal, bürokratik ve kültürel yapısı ile alakalı.

Malumunuz asıl konuya gelecek olursak spor kulübü olmak bana göre o kadar kolay değil. Kulüp dediğin, kurumsal yapısı olur, personeli olur, binası olur, tesisleri olur. Bütün bunlar topyekun bir organizasyon ile 'yönetim' felsefesi gerektirir. Ekonomi gerektirir, eğitim ve öğretim açısından yeterlilik gerektirir.

Peki gelgelelim ilimizde ki sözde spor kulüplerinin yapısına. Memleketimizde ki spor kulüplerinin yani amatör futbol kulüplerimizin bir kurumsallığı var mı? maaşlı personeli varmı? binası varmı? antrenman yapacak tesisleri varmı? belli başlı bir felsefe ile yönetim organizasyonu varmı? D hiçbiri yok.

Vallahi kimse alınıp gücenmesin burda eğri oturup doğru konuşacaz. İlimizde yapısı itibariyle 'kurumsal' dediğimiz örneğin belediye kulüpleri, müessese kulüpleri dahi kurumsal bir yapısı yok. Kurum içinde ki bürokratik hiyerarşi dışında bir kurumsallık görünmüyor. Ancak spor kulubü tanımına en yakın olan kulüplerdir bunlar. Peki niçin?. Çünkü belediye veya devletin İMKANLARIYLA olsada birer tesisleri var. Kendi içinde istihdam edebildiği birden fazla personeli var. Azda olsa ekonomik veya lojistik gücü var.

Peki bizim memleketin sözüm ona güzide kulüplerinden ŞADALAK SPOR KULÜBÜ ne durumda inceleyelim.

Şadalakspor köyden devşirme kırsal bir yerleşim alanı olan ŞADALAK mahallesinin takımıdır. Kulüp başkanı ÖKKEŞ EMMİ'dir. Ökkeş emmi amatör spor sevdalısı köyün önde gelenlerinden "ahlaklı" sporcular yetiştirmek adına yola çıkmıştır. Ökkeş emmi emekli maaşı alan ilkokul mezunu olan sıradan bir vatandaşdır. Kulüp dediği ŞADALAKspor kıt imkanlarla kurulmuş, daha çok.varoşların çocuklarına futbol oynatan kurumsallığı olmayan, binası, tesisi, personeli ve parası olmayan dernek nezdinde spor kulübü görünümlü 'sivil toplum kuruluşudur'.

Olaya buradan bakacak olursak ilk okul mezunu doğru düzgün bir eğitimi belgesi olmayan sadece 'spor emekçisi' olan Ökkeş emmi'nin çabası ile ayakta durmaya çalışan bir 'mahalle tahımı'. aslında en doğru tanım bu olsa gerek, "mahalle tahımı" . Mahalle tahımı olma özelliği yanında 'çanta kulüp' tanımına da uygundur.Çanta kulüp bütün resmi evraklarının bir çanta içinde saklanan kulüp olma özelliği. Peki bu şekli ile Ökkeş emmi'nin iddiası ile ahlaklı sporcular yetiştirilebilinirmi?. 27 yıldır sporun içinde olan biri olarak cevap veriyorum hayır!. Kimse yanlış anlamasın şahsım da şadalakspor tarzı spor kulübü görünümlü mahalle tahımı'ndan yetiştim ve yıllarca bu kulüpte sözüm ona yöneticilik yaptım.

Bizim buralarda hayaller paris gerçekler şadalaktır. Sözün kısası öyle ökkeş emmi gibi ahlaklı sporcular yetiştirme iddiası büyük bir iddiadır. Bu şekilde yapsak yapsak Anadolu örf ve adetlerini öğretebiliriz. Yani geleneksel öğretim yapabiliriz. Peki bu ahlaklı sporcu olmak için yeterli mi? Tabikide değil. Spor ahlakı evrenseldir. Anadolu örf adetlerimizden çok farklı bir konumdadır. Bilgi ister, eğitim ister, çağdaş bir anlayış ister, isterde ister.

Son söz olarak 'kandırmaca' bunun neresinde diye soracak olursanız bizler hep kendimizi kandırıp duruyoruz. Ahlaklı 'sporcular yetiştiriyoruz' çok iddialı bir sözdür. Amatör kulüplerimizin TOPLUMA KATKISI ASLA KÜÇÜMSENEMEZ. Devletin yükünü bir nebze de olsa hafifletiyoruz fakat bunun karşılığını alamıyoruz. Karşılığını alamadığımız için biz amatör spor emekçileri bu işten soğuyor. Soğuyunca yeterli olamıyoruz.

Özetle : Hiç kimse kendini kandırmasın hiçbirimiz ahlaklı sporcular yetiştirmek için yola çıkmadık. Hepimiz kendi öz sportif skorsal başarımızı yakalamak, yakalarken kendi reklamımızı yapmak için yola çıktık.

Kahramanmaraşta amatör kulüpler, kulüp olma özelliğine sahip değil. Mahalle tahımı düzeyinde. Maçlarımız da olsa olsa amatör bir müsbakadan çok 'kaymakamlık' turnuvası kalitesinde geçiyor.

Önüne veya sonuna "okul" "akademi" gelen kulüpler önce kendini sonra bizleri kandırıyor. Bu olsa olsa 'futbol kursu" olur okul veya akademi iddialı kelimelerdir.

Bu bir "özeleştiri" yazısıdır kimse üstüne almasın yada almak isteyen alsın.

Not: bu yazıda geçen kişi veya kurumlar tamamen hayal ürünüdür gerçek kişi veya kurumlarla ilgisi yoktur.

..............osman.