İnsanlar; bebeklik gençlik ve yetişkinlik ve yaşlılık dönemlerinden geçer.
Son üç dönemin nasıl şekilleneceği her zaman ilk dönemin nasıl atlatıldığı ile alakalıdır. Hayatlarımız müstahkem kaleler gibidir.
Kalelerin ayakta durmasını sağlayan yapılar temelleridir. Hayat ağacımızda bizimde temelimizin atıldığı dönem çocukluktur.
Birey olma yolunda hızlı adımlarla ilerlerken ne kadar başarılı olacağımız, nasıl bireyler olacağımız bu dönemde neler yaptığımız veya kimlerle karşılaştığımızla alakalıdır. İyi bir eğiticiye rastlamak dünyadaki en büyük mucizedir.
Futbol federasyonu arz talep eğrisi doğrultusunda futbol eğiticiliği belgesinin en alt kademesi olan C lisansını 15 günlük bir eğitimin sonunda kursa başvuran kişilere veriyor. Verildiği tarihten itibaren artık vasıfları ve sosyal statüleri ne olursa olsun isimlerinin önüne antrenör unvanını da alıyorlar ve bu belgeyi almanın tek şartı daha önce futbol oynamış olmak.bu belgenin veriliş şekline ve kimlere verildiğiyle ilgili hiçbir şikâyetim yok ama daha önce defalarca TFF'ye maillerimde belirttiğim gibi birçok eksik yönü var.
C lisansını alan kişiler yaş sınırı olmak sızın her kademe amatör yaş için gerekli donanıma sahip oluyorlar.
Bu konuda öz eleştiri yaparak davranmak zorundayız acaba bu kursu alan kaç antrenörümüz antrenman anındaki nabız sayıları gibi temel bilgilere sahip. Yüklenme şiddetini belirleyen faktör olan nabız sayısını kaça yükseldiği zaman antrenmana ara verilmeli ya da istediğimiz çalışmada nabız sayımız kaç olmalı?
Burada asla yanlış anlaşılmak istemem C lisansı olan insanların ehil olmadığı gibi bir düşünceye asla sahip değilim.
Zaten sonuçlara baktığımız zaman bu konuda çok ciddi başarılar kazanmış birçok eğiticinin de olduğu gerçeğinin farkındayım. Ama kendimizi okuyarak araştırarak geliştirmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Bu konuda FİKRİM nedir peki?
İlkokul yaşı olan 6-11 yaş gurubu için kesimlikle ayrı bir eğitim ve sertifika verilmeli bunun ismi D olur C2 olur bilemem ama mutlaka ayrı tutulması gereken grup olduğunu düşünüyorum.
Peki bu sertifikayı kimler alabilmeli futbol oynamış olması kendisine mutlaka avantaj sağlamalı ama pedagojik formasyona sahip olunması kesinlikle göz önünde bulundurulmalı. TFF ve MEB defalarca bu konuda düşüncelerimi yazdım eğitim, Öğretim ve sosyal hayat için bizleri spor hayatına hazırlayan ilk okul öğretmenleri bu işin içine dahil edilmeli diye.
Bizleri hayata hazırlanmaya başladığımız ilk günlerde neyi nasıl öğreteceğini en iyi bilen insanlar olan ilk okul öğretmenlerinin bu işe dahil olmasının ülkemizin spor geleceği adına inanılmaz önemli olduğunu düşünüyorum.
Bizler elinde balta ile ormana giren insanlarız sınıf öğretmenleri ağaçlara en muhteşem şeklini veren sanatkarlardır.
Buna benzer bir uygulamanın hayata geçirilmesi ne demek daha 6 yaşındaki yeteneklerin işin ehilleri tarafından keşfedilmesi demek.
Ülkemizde olduğu gibi yetenekli çocukların keşfedilmesinin şansa bırakılmaması demek. Tabi bu düşünceleri dile getirirken bu belgeyi alan alt yaş hocalarının da çizmeyi aşmayıp sadece uzaman olduğu işe odaklanması gerek.
İlk okuldan keşfedilip işin ehilleri tarafından yetiştirilen çocuklarımızın bir üst kademeye geçtiği zaman neler yapacağını hayal etmek bile beni mutlu etmeye yetiyor.
Umarım bir gün bu gerçekleşir ve bu ülkeye değer katacak hiçbir yetenek zayi olmaz. Her gün biraz daha kendimizi geliştirerek ilerlememiz dileğiyle...
UNUTMA: Eleştiri belki güzel bir şey değildir ama gereklidir.
Ağrı ile aynı işi görür, zira ağrı da vücutta bir arıza olduğunu haber verir.
(Winston Churchill) Ağrının kaynağını bilmeyen hiçbir hasta iyileşemez. Gerçekten ağrılarımız olduğu gerçeğini kabul etmemiz temennisi ile.
Ne Okumalıyız: Türkiye’nin Maarif Davası (Nurettin TOPÇU)
İnsanlar; bebeklik gençlik ve yetişkinlik ve yaşlılık dönemlerinden geçer.
Son üç dönemin nasıl şekilleneceği her zaman ilk dönemin nasıl atlatıldığı ile alakalıdır. Hayatlarımız müstahkem kaleler gibidir.
Kalelerin ayakta durmasını sağlayan yapılar temelleridir. Hayat ağacımızda bizimde temelimizin atıldığı dönem çocukluktur.
Birey olma yolunda hızlı adımlarla ilerlerken ne kadar başarılı olacağımız, nasıl bireyler olacağımız bu dönemde neler yaptığımız veya kimlerle karşılaştığımızla alakalıdır. İyi bir eğiticiye rastlamak dünyadaki en büyük mucizedir.
Futbol federasyonu arz talep eğrisi doğrultusunda futbol eğiticiliği belgesinin en alt kademesi olan C lisansını 15 günlük bir eğitimin sonunda kursa başvuran kişilere veriyor. Verildiği tarihten itibaren artık vasıfları ve sosyal statüleri ne olursa olsun isimlerinin önüne antrenör unvanını da alıyorlar ve bu belgeyi almanın tek şartı daha önce futbol oynamış olmak.bu belgenin veriliş şekline ve kimlere verildiğiyle ilgili hiçbir şikâyetim yok ama daha önce defalarca TFF'ye maillerimde belirttiğim gibi birçok eksik yönü var.
C lisansını alan kişiler yaş sınırı olmak sızın her kademe amatör yaş için gerekli donanıma sahip oluyorlar.
Bu konuda öz eleştiri yaparak davranmak zorundayız acaba bu kursu alan kaç antrenörümüz antrenman anındaki nabız sayıları gibi temel bilgilere sahip. Yüklenme şiddetini belirleyen faktör olan nabız sayısını kaça yükseldiği zaman antrenmana ara verilmeli ya da istediğimiz çalışmada nabız sayımız kaç olmalı?
Burada asla yanlış anlaşılmak istemem C lisansı olan insanların ehil olmadığı gibi bir düşünceye asla sahip değilim.
Zaten sonuçlara baktığımız zaman bu konuda çok ciddi başarılar kazanmış birçok eğiticinin de olduğu gerçeğinin farkındayım. Ama kendimizi okuyarak araştırarak geliştirmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Bu konuda FİKRİM nedir peki?
İlkokul yaşı olan 6-11 yaş gurubu için kesimlikle ayrı bir eğitim ve sertifika verilmeli bunun ismi D olur C2 olur bilemem ama mutlaka ayrı tutulması gereken grup olduğunu düşünüyorum.
Peki bu sertifikayı kimler alabilmeli futbol oynamış olması kendisine mutlaka avantaj sağlamalı ama pedagojik formasyona sahip olunması kesinlikle göz önünde bulundurulmalı. TFF ve MEB defalarca bu konuda düşüncelerimi yazdım eğitim, Öğretim ve sosyal hayat için bizleri spor hayatına hazırlayan ilk okul öğretmenleri bu işin içine dahil edilmeli diye.
Bizleri hayata hazırlanmaya başladığımız ilk günlerde neyi nasıl öğreteceğini en iyi bilen insanlar olan ilk okul öğretmenlerinin bu işe dahil olmasının ülkemizin spor geleceği adına inanılmaz önemli olduğunu düşünüyorum.
Bizler elinde balta ile ormana giren insanlarız sınıf öğretmenleri ağaçlara en muhteşem şeklini veren sanatkarlardır.
Buna benzer bir uygulamanın hayata geçirilmesi ne demek daha 6 yaşındaki yeteneklerin işin ehilleri tarafından keşfedilmesi demek.
Ülkemizde olduğu gibi yetenekli çocukların keşfedilmesinin şansa bırakılmaması demek. Tabi bu düşünceleri dile getirirken bu belgeyi alan alt yaş hocalarının da çizmeyi aşmayıp sadece uzaman olduğu işe odaklanması gerek.
İlk okuldan keşfedilip işin ehilleri tarafından yetiştirilen çocuklarımızın bir üst kademeye geçtiği zaman neler yapacağını hayal etmek bile beni mutlu etmeye yetiyor.
Umarım bir gün bu gerçekleşir ve bu ülkeye değer katacak hiçbir yetenek zayi olmaz. Her gün biraz daha kendimizi geliştirerek ilerlememiz dileğiyle...
UNUTMA: Eleştiri belki güzel bir şey değildir ama gereklidir.
Ağrı ile aynı işi görür, zira ağrı da vücutta bir arıza olduğunu haber verir.
(Winston Churchill) Ağrının kaynağını bilmeyen hiçbir hasta iyileşemez. Gerçekten ağrılarımız olduğu gerçeğini kabul etmemiz temennisi ile.
Ne Okumalıyız: Türkiye’nin Maarif Davası (Nurettin TOPÇU)
